Muhterem Okurlarım. Kadınlarımız, yazı, dizisinin: 233. Bölümünü, kaldığımız, yerden; Başlayıp, anlatmaya, devam ediyorum. Osmanlı Dönemi, Müslüman Türk Kadınları, Faaliyetlerine: Toplantı ve Konferanslarla, devam, ederler. Kadınlar, kadın, dernekleri kurmaya; Trakya’dan, başlayıp, Yozgat’a kadar devam etmişlerdir. Kadınların, dernek, kurma çalışmalarının: Sivas’a, kadar, devam ettirilmesine;14 Şubat 1920 de, Dernek Başkanı Refika hanım’ın, imzasıyla: Yayınlanan, bir, genelgeyle kadın dernekleri kurulmaya devam eder. Pınarhisar’da, Anadolu Kadınları Müdafaai Vatan Cemiyeti, kurulmuştur. Sivas’ta, Müdafaai Vatan Cemiyeti Riyaset-i Muhteremesi’ne: Sevgili Vatan-ı Muazzezimizi, düşmandan, tamamen temizleyip; İstikbalimizin, temin ve müdafaası, için kadınların: Erkeklerden, ayrılmamak ve her, çeşit fedakârlıklara iştirakle katılma azmiyle; Pınarhisar’daki, Müdafaai Vatan Kadınlar Cemiyeti, heyeti olmak üzere: 16 Kişiden, oluşan, gurup; 06 Şubat 336 tarihinde, Müdafaai Hukuk Cemiyeti, teşkil edilerek; Çalışmaya, başladığımızı, oradaki, Üstadı-ı Muhterememiz; Hanımlara, tebliğ edilmiş: Davetimize, icabet, etmelerini teklif ettiğimiz beyan olunur. Bu, konu’da, muvaffak olacağımızı; Samimi, hürmetlerimizi, arz ederiz. Anadolu Kadınları Müdafaai Vatan Cemiyeti: Aralıksız, devam, eden çalışmalar sonunda; Toplanan, yardımı, İzmir’de felâkete uğrayanlara gönderilmek üzere: Valiliğe, gönderilir. 15 Şubat 1920 tarihli, yazıyla, da bildirilir. Sivas Vilayetine; Devlet Temsilcisi Paşa Hazretleri! İzmir, felâketzedelerine, gönderilmek, üzere: Cemiyetimiz, zatınız, makamına 100 lira takdim eder. Sefaletin, felâketi, önünde bu miktarın pek önemli olmamasına rağmen; Hiç, olmaz, ise 100 biçare’nin ayaklarını ısıtacak esbabı ihtiyaçlarına: Hizmet, edeceğinden, memnunuz. Lütfen, yerine, teslimi için aracı olun. Cemiyetimiz Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuku Vatan Cemiyeti’nin Sivas Şubesine; 338 Lirayı, takdim, ederek Maraş felaketzedelerine olan görevimizin yapılmasına iştirak etmiş; Bulunduğumuzun, malumatını, zatıâlinize arz ederiz. Çünkü himaye, edenlerinde, bulunduğuna kani olan: Cemiyetimiz, şu, ufak hizmetleriyle; Batı devletlerine, de, hizmet ettiğine inanıyor. Bu, hususta, ferman (cc) Allah’ındır. Orta Anadolu, örgütlenmesi, sürdürülmektedir. Sivas Kongresinden, sonra, Müftü Mehmet Hulusi Efendi Başkanlığında; Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetini Kuran: Yozgat’ta, sıra, kadınlara gelmiştir. Başkan Nasrâ Necip ve Sorumlu Yazman Fıtrat: Yozgat’ta, bir, Kadın Cemiyeti’nin kurulduğunu ve Maraş felâketzedeleri için: Yardım, toplanmaya, başlandığını; 16 Şubat 1920, tarihli, yazıyla Sivas’a bildirir. Sivas’ta, Anadolu Kadınları Müdafaai Vatan Cemiyeti Muhtereme sine: Muhterem Hanımefendiler! Rahmetullah-ı Rahmaniye Ruhaniye Celilei Peygamberiye İstinaden; Teşekkül, eden, Cemiyetimiz tarafından: Şehri-i haili onuncu, Salı günü, Ravzai Nisvan Mektebinde; Ervah-I Şûhedeya, ithaf, edilmek üzere: Mevlidi Nebevi, icra ve Maraş’ta, hak-î pâki vatanı âday-î dinin payî mülevveslerinden; Çalışan, masum ve mağdur, kardeşlerimize: İane, olarak, gönderilmek üzere toplanan para; Damarlarında, asil, kan dolaşan eski Türk ve İslam kadınlarının: Hamiyetini, taşıyan, temiz niyetlerinin ifadesi maksadıyla; Bu, icraatları, felâketzedelere Allah, (cc) için ulaştırılmıştır. Bitlis Defterdarı’nın, eşi, İsmet Hanımefendi’nin bu yardıma vesile olduğu için. Türk, İslam kadınları, hanımefendiye şükran ve minnetlerini bildirmişlerdir. Böyle, vakalar, memleketin kaderinin belirlenmesine de vesile olmuştur. Konu, Türk kadınlarını, derinlemesine düşündürmüştür. Ulvi ve mukaddes, olup, bizler istihzası vatan için: Kitle-i vahte, şeklinde, birleşmek zamanının teşekkülünü ihtar ve tebliğ edecek mahiyette bulunmuştur. Bundan, böyle, müşahede-i milliye de bir azmi kâmil ve imanı; Tam, olarak, devam edileceğini arz ederiz. Sivasta’ki, hemşirelerimizi, hürmetle selamlayarak muvaffakiyetimizi temenni ederiz. Bu, çalışmalara, öncülük eden Nasrâ Hanımın eşi: Yozgat Mutasarrıfı Necip Bey, 23 Haziran 1920 de, Milli Mücadele karşıtlığı; Nedeniyle, idama,
mahkûm edilecektir. Bu, menzil, noktası olan Yozgat’ta kadınlar büyük fedakârlıklarla: Doğu Cephesinde, yüzlerce, isimsiz kadın sayısız mucizeler gerçekleştirmektedir. Yozgatlı Elifi, Kâmil Kayan, şöyle anlatır; Musabeyli Köyündeyim, sabahleyin, Köy halkını toplattım. Mutasarrıfın, emrini, okudum. Zaten, Köyde, altmış ihtiyarla kız ve kadınlar kalmıştı. Kara Kışın, Zemheriyle, selamlaştığı bir gündü. Köyün, dudağı, gölgesiz çocukları belki de duvakları yeni çözülmüş: Taze, gelin ve kızları, ambardaki buğdayları çuvallıyor. Kağnılara, yüklüyordu. Sabahtan beri, serpilen, kar etrafı ancak ağartabilmişti. Muhtar’ın, götüreceği, kafile hazırlandı. Ekserisi, yırtık, pırtık yorganlarını üzerlerine aldılar. İkindiye, doğru, yol alan kafile henüz Köyü aşamamıştı ki; Öküzünün, tekini, birisinden bularak: Koştuğu, Kağnısıyla, Osman Efendi’nin Elif geldi. Koynundaki, mektubu, da göstererek benim arabamı da yükleyin. Osmanım’a, mektup ve yiyeceği götüreceğim diyordu. Üç, yaşındaki, oğlu Mehmet de yanındaydı. Dört çuval, buğday da, bulunan kağnısına yüklendi. Güneş, kararırken, çıkan rüzgâr şiddetini arttırıyor. Yavaş, yavaş, bir tipi şeklini andırıyordu. Pencereden, üflenen, soğuğa karşı ocakta yanan koca kütüklerin alevlerini seyrederek uyumuşum. Sabah, yaklaşmış, tan yeri ağarmaya başlamış rüzgâr da dinmişti. Havlayan Köpek, sesleri, üzerine uyandım. Korucunun, verdiği, acı haberle fırladım. Bu, kara haber, Köye çabuk yayılmış. Gün, doğarken, Köy halkı ağlaya ağlaya karlı yola koyulmuştu. Ben, de, bunlar arasında ah çekerek gidiyordum. İki, saate, yakın yürüdük. Gördüğümüz, manzara, şuydu: Elif’in, ölüsünü, yere indirmişler. Üzerine, Karakoldan, aldıkları bir kırmızı bayrak örtmüşler. Koma, halinde, olan Mehmet’i de yırtık yorganına sararak; Karakol’un, sıcak, sobasının yanına yatırmışlardı. Gece, Elif’in, arabası devrilmiş. Yalnız, olduğundan, karanlıkta arabasını yükleyememiş. Zavallı, yolda, kalmıştı. Yavrusunu, çuvalların, arasına yatırmış. Nefesiyle, ısıtmaya, çalışırken uykuya dalmış. Soğuğun, tesiriyle, donarak hiç uyanmamış. Öksüz, kalan, yavrusunu millete yadigâr bırakmış. Devam Edecek. Mehmet ŞİMŞEK. Art. Yazar.